25 Aralık 2010 Cumartesi

Gazete Kağıdından Sevimli Terlik



Gazeteleri salyongoz gibi sardık üstüne kartondan süs yaptık ve sevimli terliklerimiz hazır oldu.

Yılbaşı Ağacından Şapka



yeşil Kartondan huniler yaptık ve üstünü yılbaşı ağacı gibi süsledik. İster ağaç ister şapka olarak kullanabiliriz. Bu etkinliği bizimle paylaşan Semra Öğretmene teşekkür ederiz.

El İzinden Noel Babalı Yılbaşı Kartı



Önce elimizin izini çıkardık. Sonra yüzünü çizdik. Parmaklarına ve şapkasına pamuk yapıştırdık. Sevimli Noel Babamızdan yeni yıl kartı oluşturduk.

19 Aralık 2010 Pazar

Şişelerden Noel Baba


Pet şişerin içini kırmızı kağıtları yırtarak doldurduk. Sonra şişenin ucunu beyaz grapon kağıdı ile sardık. şişenin ağzına yılbaşı süslerini geçirerek baş yaptık. Üstüne gözleri ve ağzını yaprık. Başına da kırmızı grapondan şapka yaptık. Noel babalarımız çok güzel oldu.

16 Aralık 2010 Perşembe

15 Aralık 2010 Çarşamba

Cd'den Yüz Kuklası



Cdlerin üstüne göz, ağız ve saç yapıştırdık. ortasına parmağımızı takıp burun yaptık. İşte bizim cd kuklamız.

13 Aralık 2010 Pazartesi

Gazeteden Kukla


Gazeteleri toptop yaptık. Daha sonra açılmasın diye her tarafını iyice koli bandıyla Sıkıca bantladık. Ardından üstüne tutkal sürdük. Kuruduktan sonra akrilik boya ile boyadık. Bu kuklaları duygu çalışmalarında kullanabilirsiniz.

12 Aralık 2010 Pazar

Pipette Kuklalar



Önce pipete oluklu kartonu sardık. Sonra iki tane daire kestik. Dairenin bir tanesine insan yüzü yaptık. Dairenin arkasına yünlerden saç yapıştırdık. Ardından kestiğimiz daireyi yünlerin üstüne yapıştırdık ve sevimli kuklalarımızıyaptık.

9 Kasım 2010 Salı

Küçük Kas Gelişimi İçin Güzel Bir Etkinlik




Bu etkinlik küçük kas gelişimi destekler. Çocuklar mercimeklerin arasından boncukları ve düğmeleri ayıkladılar. Farklı malzemelerle de denenebilir. Amaç çocukların 2-3 parmak kullanarak tutuma işini yapmaktır.

17 Ekim 2010 Pazar

Saçlarım ne renk? /What color is your hair?



"Saçlarım ne renk*" çok güzel bir grafik çalışması. Bu çalışmayı bizimle paylaştığı için İren öğretmenimize teşekkür ederiz:)

Ellerden Yapılan Ahtapotlar



Ve el izinden yapılan ahtopotlar. Çok şirin olmuşlar. Bu etkinliği bizimle paylaşan Gözde Öğretmene teşekkür ederiz:)

EL İZİMİZDEN ÇİÇEK YAPTIK



Çocukların çok sevdiği etkinliklerden bir tanesi. Ellerini parmak boyası ile boyuyorsunuz sonra da el izini kağıda çıkarıyorlar. Çocuklar ellerini kağıtta görmekten çok mutlu oluyor. Biz elimizin izinden kırmızı çiçekler yaptık.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Şişe Baskısı






Önce bir kabın içine bir miktar parmak boyası konur. Çocuklar şişeleri kabın içine batırarak kağıdın üstüne basarlar ve kırmızı elmalarını yaparlar. Çocukların çok hoşuna giden eğlenceli bir çalışma...

12 Ekim 2010 Salı

Kirli Temiz Kavram Çalışması



Çok eğlenceli bir çalışma. Önce çocuklarla nelerin temiz nelerin kirli olabileceği hakkında sohbet ettik. daha sonra çocuklar verilen peçeteleri karaladılar ve buruşturup yere attılar. Yerde hem temiz hem de kirli peçeteler vardı. Çocuklar müzik eşliğinde dans ettiler. Müzik durduğunda peçeteleri kirli ve temiz peçeteler diye ayırarak sepetlere koydular. Ardından sepetteki peçeteleri saydılar ve kartonun ustune yapıştırarak KİRLİ - TEMİZ GRAFİĞİ oluşturdular. Bu etkinliğe çocuklar ilgiyle katıldılar.


This is a dirty-clean activity. Firstly, children made pictures on napkins and made them dirty. Then, they separete clean napkins and diry napkins. Then we counted napkins and made a DİRTY-CLEAN GRAPHİC.

4 Eylül 2010 Cumartesi

OKULÖNCESİ DÖNEMDE KUKLALAR

Eski Türk geleneklerinde yer alan kukla, belli bir amaca yönelik anlatım için çeşitli tiplerin, şekillerin ve cisimlerin oyunlaştırılması sanatıdır. Tahta, alçı, mukavva veya bezden yapılmış elle, iple veya sopayla oynatılan bu küçük bebeklere “kukla” bebeklerle yapılan gösteriye “kukla oyunu” ve oynatan kişiye de “kuklacı” denmektedir.
Kuklalar; güldürmek, eğlendirmek amacıyla yapıldıkları gibi oynatılmaları sırasında gerek kişileri gerekse kurgusal hikayeleri ile eğitici bir işleve sahip olmaları bakımından da oldukça önemlidirler.
Bu yazıda kuklaların eğitim açısından önemi hakkında bahsetmek istiyorum. Kuklalar bir iletişim tekniği olarak kullanılabilir. Çocuğa ulaşma ve onu keşfetmede pratik bir yöntemdir. Kuklalar çocuklarda özgüven gelişimine destek olurlar. Duyguları tanımlama ve duygu kontrolüne yardımcı olurlar. Hayal gücünü geliştirir. Kendini sözel olarak ifade etmeyen çocuklarda bile işe yarar. Sosyal ilişkileri düzenlemeye yardımcı olur.
Kuklaları sorun çözmede araç olarak kullanabiliriz. Örneğin bir problem durumunda problemi çözmek için kuklalar konuşabilir. Çocuklar kukla ile konuştuğu zaman kendilerini daha rahat ifade edebilmektedir.
Herkesin bildiği gibi çocuklar doğal olarak kendilerini oyun ile ifade etme yeteneğine sahiptirler. Çocuklara kukla verdiğimizde kendilerini daha rahat ifade edebildiklerini gözlemleyebiliriz. Kuklaları konuştururken kendilerinden birer parça kattıklarını görürüz.
Kendi deneyimlerimden bahsetmem gerekirse sınıf kurallarını çocuklara tanıtırken kuklayı kullanıyorum. Böylece çocuklar kukla ile konuşuyor ve kuralları daha kolay uyguluyorlar. Ayrıca kukla ile anlattığım öyküleri daha dikkatle dinliyorlar. Bazen kendileri de çeşitli etkinliklerde kuklalar yapıyorlar ve kuklalarını büyük bir istekle konuşturuyorlar. Bu yüzden eğitimde kuklaların çok önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bu yıl tanışma gününde kendi seçtiğim bir kukla ile çocukları tanıştırdım. Benim kuklam bay kurbişti. Okulda çok yalnızdı ve sınıfına gelecek arkadaşlarını bekliyordu. Her çocuğa da evde boyamaları için birer tane kurbağa kuklası verdim. Çocukların hepsi kuklaya bir şekilde tepki gösterdi. Çocukların bazıları gülümsedi, bazıları kuklaya dokunmak istedi, bazıları da sadece baktı. Hepsi bay kurbişe inandı. Benim öğrencelerim 3 yaşındalar. Küçük bir tepki vermeleri yeterli. Bu etkinlikteki amacım çocukların okula uyum süreçlerini kolaylaştırmak. Okulun ilk günü yine çocukları bay kurbiş karşılayacak. Bu yıl etkinliklerimde bay kurbişi kullanacağım. Tüm bir yıl boyunca sınıfımın bir öğrencisi olacak bay kurbiş.
Okul öncesi eğitimcilerin kuklalara etkinlikleri içinde yer vermelerini tavsiye ediyorum.
Kuklayla kalın:)


Yaralanılan kaynaklar: Özlem Mumcuğuoğlu’nun Kukla konulu semineri

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Eğlenceli Kapı Süsleri/Class Gate Decoration





Okulların açılmak için hazırlandığı bu dönemde bulduğum bu şirin kapı süsü örneklerini sizlele paylaşmak istedim.Daha fazlasını görmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Tabiki sizler daha güzellerini yapabilirsiniz:)

17 Ağustos 2010 Salı

İTALYA’DA OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

Bu yaz tatilimin bir kısmını İtalya’da tarih ile iç içe geçirdim. Bu tarihi mekanda gezerken eğitim sistemini özellikle de okul öncesi eğitimi merak ettim ve küçük bir araştırma yaptım. İşte İtalya’daki okulöncesi eğitim hakkında kısa bir bilgi…
İtalya’da okul öncesi eğitim zorunlu değil. Çocukların yaklaşık %95’inin herhangi bir okul öncesi eğitim kurumuna devam ettiğini öğrendim. Çocuk yuvaları (asilo nido) ve anaokulları (scuola materna) olmak üzere iki grup altında toplanmaktadır. Çocuk yuvalarında (asilo nido) 3 aylıktan itibaren çocuklara hizmet verilmektedir. Anaokullarında (scuola materna) 3-6 yaş arası çocuklar eğitim görmektedir. Bunlardan bazıları özel , bazıları devlet okuludur. Bu okullarda sınıf mevcutları 14il 28 arasında değişmektedir. Sınıflarda iki tane öğretmen bulunması zorunludur.
İtalyan eğitim sistemi dünyadaki en meşhur eğitim sistemlerinden biridir. Reggio Emilio İtalya’da doğmuştur. Biraz da Reggio Emilio hakkında bilgi verelim.
Reggio Emilia Yaklaşımının Tarihçesi
Reggio Emilia İtalya’nın kuzeyinde, Etrurya ve Galyalılardan etkilenmiş bir bölgenin merkezinde, milattan önce II. yüzyılda Romalılar tarafından kurulmuş bir kenttir. Şehir, doğudan batıya doğru bütün Emilia Romogna bölgesini geçen tarihi Roma Yolu üzerinde yer almaktadır. Bu bölge dört milyon nüfusuyla İtalya’nın en zengin ve en geniş bölgesidir. Bu bölge aynı zamanda İtalya’nın en gelişmiş ve sosyal yardımı en çok olan bölgedir (Cadwell, 1997).
İkinci dünya savaşının bitiminden altı gün sonra 1945’in baharında Reggio Emilia’nın 50 kilometre kuzey batısındaki Villa Cella adındaki küçük bir köyde insanların küçük çocuklar için bir okul inşa etmeye başladığı haberleri yayılmaya başlar. Yirmi yaşında genç bir öğretmen olan Malaguzzi bunu duyar duymaz hemen olanlara kendi gözüyle tanık olmak için bisikletine atlar ve olay yerine gider. Köye vardığında sağlam tuğla parçalarını seçip taşıyan kadınları görür ve ne yaptıklarını sorar. “Biz çocuklarımız için okul yapıyoruz” yanıtını verir kadınlar. Köylüler, Almanların geri çekilirken bıraktıkları bir tank ve birkaç kamyonu satıp, geceleri ve pazar günleri de çalışarak okulu yapmayı planlamaktadırlar. Arazi çiftçiler tarafından bağışlanmıştır, tuğlalar ve kirişler bombalanmış evlerden çıkartılmakta, kum ise nehirden getirilmektedir (Edwards, Gandini ve Forman 1998; Gandini, 1998).
Kadınlar, “bizim çocuklarımız da zengin insanların çocukları kadar zekidir” demektedirler. Malaguzzi’nin öğretmen olduğunu duyunca kendileriyle çalışmasını isterler. Malaguzzi’de gülümseyerek “benim çok fazla deneyimim yok, fakat elimden gelenin en iyisini yapmak için söz veriyorum. Biz birlikte ilerlerken ben de öğreneceğim ve çocuklarla birlikte çalışırken öğrendiğim her şeyi onlara da öğreteceğim” diye yanıtlar. İlerleyen günler boyunca çocukların aileleri, özellikle de kadınların canla başla çalışırlar ve sekiz ay sonra okul tamamlanır (İmamoğlu ve Öz, 2002).
Bu sırada Malaguzzi, devletin çocukların farklılıklarını yok sayan ve onlara karşı hoşgörü göstermeyen yaklaşımına karşı bir tepki olarak, yedi yıldır yürüttüğü öğretmenlik görevinden ayrılmaya karar verir ve Ulusal Araştırma Merkezinde (CNR) psikoloji eğitimi görmek üzere Roma’ya gider. Reggio Emilia’ya geri döndüğünde ise okulda problem yaşayan çocuklar için kurulmuş olan belediyeye ait psikolojik danışma merkezinde çalışmaya başlar. Bu dönemde Malaguzzi sabahları bu merkezde çalışmalarını sürdürürken, öğleden sonra ve akşamları da ailelerin kurduğu küçük okullarda çalışmaktadır.
Malaguzzi bu okullarda çeşitli eğitim kurumlarından yetişmiş, bir birlerinden oldukça farklı ancak olağanüstü yüksek motivasyona sahip, düşünceleri ve enerjileri sınırsız öğretmenlerle birlikte çalışmaktadır. Bu dönemde “çocuklara ilişkin şeylerin sadece çocuklardan öğrenilebileceği” fikri Malaguzzi ve arkadaşları arasında kök salmaya ve Reggio Emilia felsefesinin temelleri atılmaya başlar (Edwards, Gandini ve Forman, 1998).
Fakir bölgelerde bulunan ve tamamı ebeveynler tarafından kurulup işletilen bu okulların bazılarının bir süre sonra kapanmasına karşın, bir çoğu ayakta kalmayı başarır. Malaguzzi önderliğindeki bu hareket bir süre sonra Reggio Emilia şehrine kadar ulaşır
ve 1968 yılında İtalyan hükümeti okul öncesi eğitimi destekleme kararı alır.
Bugün Reggio Emilia Belediyesi 22 okul öncesi eğitim kurumunu ve 13 çocuk yuvasını desteklemektedir. 1991 yılında yayınlanan bir rapora göre Reggio Emilia’da yaşayan 2.812 çocuğun 2.776’sı okul öncesi eğitimden yararlanmaktadır. Bu çocukların %50’si belediyenin okullarına devam etmektedir (Cadwell, 1997).
Reggio Emilia Yaklaşımının Temelleri
Reggio Emilia Yaklaşımının kurucusu Loris Malaguzzi’nin görüşü Dewey, Piaget, Vygotsky, Bruner ve diğerlerinin görüşlerinden oluşmuş sosyal bir yapısalcılık yansıtmaktadır. Malaguzzi, Piaget’in basamak fikrini “çok sınırlandırılmış” olduğu için ret etmektedir. Malaguzzi, “doğumdan itibaren sosyal olan, zeka dolu ve meraklı bir çocuk” imgesi çizmektedir. Onun ilişkisel temelli eğitim fikri, her bir çocuğun diğer çocuklarla ilişkide olmasını ve çocukların diğer çocuklar, aile, öğretmen, toplum ve çevre ile karşılıklı ilişkilerini harekete geçirmesi ve desteklemesi üzerine odaklanmaktadır. Bu becerikli çocuklar, doğruların, değerlerin ve kültürün bir üreticisi olmaya başladıkları sistem içerisinde değişikler oluşturmaktadırlar (Edwards, 2002).
Reggio Emilia yaklaşımına göre çocuk, büyüme sürecinde gelişimini engelleyen bir duvarla karşı karşıyadır. Bu duvar, eskimiş ve kalıplaşmış katı kurallar, yetişkinler tarafından benimsenmiş ancak çocuklar tarafından anlaşılması oldukça güç olan ve geçerliliğini yitirmiş davranış kalıpları ve geleneksel eğitim metotlarından meydana getirmektedir. Bundan dolayı, öncelikli olarak çocuğun yaşadığı toplumdaki yeni kültürel değerleri ve rolleri öğrenmesi için desteklenmesi gerekmektedir. Bu destek sağlandıktan sonra çocuk, gelişimini engelleyen ve eski değer yargılarından oluşan bu “duvar”ı kendi kendine aşmayı başarmalıdır.
Reggio Emilia yaklaşımının bir diğer temel özelliği ise; çocuklara somut yaşantılar sunularak yeni keşifler yapmalarına fırsatlar sağlanmasıdır. Çocuklar sırasıyla araştırma, üretme ve hipotezlerini test etme aşamalarından geçmektedirler. Burada resim çizme, heykel, dramatik oyun gibi bir çok sembolik yolla kendilerini ifade etme imkanı bulmaktadırlar. Reggio eğitimcilerinin “çocuğun yüz dili” adını verdikleri bu görüş, çocukların somut yaşantıları sembolik ifadelere dönüştürdükleri çok sayıda dili ifade etmektedir. Çocuk problemlerinin çözümünde akranlarıyla birlikte çalışmakta, öğretmen ise bu sırada ona yardımcı olmaktadır. Bazen çizim yada fikirler yeniden gözden geçirilip düzeltilmektedir (Temel ve Dere, 1999)
Yararlanılan kaynaklar: http://www.alternatifegitimdernegi.org.tr/content/view/144/114/

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMU SEÇERKEN…

Evet, işte o büyük gün geldi. Minik yavrunuz büyüdü ve artık okula gitme zamanı geldi. Artık ona evde yeterli gelmediğinizi düşünmeye başladınız. Sıra ona uygun bir okul öncesi eğitim kurumu seçmeye geldi. Peki, okul öncesi eğitim kurumu seçerken nelere dikkat etmeli? Birçok anne baba bu soruya cevap aramakta. Ben de bu yazımda biraz bu konulara değinmek istiyorum.
Öncelikle okulun mekânı önemlidir. Çocukların oyun oynayabilecekleri bir bahçenin mutlaka olması gerekir. Büyük şehirlerde yaşayan çocukların dışarıda oyun oynayarak geçirdikleri zaman çok kısıtlı. Bu yüzden gittikleri okulun bahçesi oyun oynamak için yeterli olmalı. Bahçede çocukların oynayabileceği oyuncaklar (salıncak, kaydırak v.b) da olmalı. Ayrıca bahçenin güvenliğine de dikkat etmeli. Yerler, çocuklar düştüğünde en az canları acıyacak şekilde dizayn edilmiş olmalı. Unutmayalım ki çocuklar düşe kalka büyürler.
Okul seçiminde önemli olan bir diğer nokta sınıflar ve sınıf mevcududur. Sınıflardaki eşyalar çocukların boyut uygun olarak tasarlanmış olmalıdır. Tuvaletler sınıfa yakın olmalıdır. Sınıf mevcudu da önemli bir diğer konudur. Eğer sınıfta tek öğretmen varsa 12 ideal öğrenci sayısıdır. Fakat ülkemizde bu sayı 18-20lere kadar çıkmaktadır. Bu durumda her sınıf için bir yardımcının olup olmadığını sorgulayın.
Okulun sunduğu sosyal etkinlikler de çok önemli. Hepimizin bildiği gibi kişilik gelişiminin büyük bir kısmı okul öncesi çağda olmaktadır. Bu yüzden seçtiğimiz okulun çocuğumuza sunduğu imkânları da bilmek gerekir. Yabancı dil eğitimi var mı? Müzik eğitimi nasıl? Resim etkinliği ile ilgi neler yapılıyor? Psikomotor gelişimi destekleyici neler yapılıyor? Dans etkinlikleri var mı? Gibi sorular sorarak verilen eğitim hakkında bilgi alabiliriz.
Gittik, okulu beğendik. Peki, şimdi ne yapacağız? Öğretmenlerin bir üniversite mezunu olup olmadıklarını da mutlaka soralım. Günümüzde kreş ve yuvaların çoğu kız meslek lisesi mezunlarını öğretmen olarak çalıştırmaktadır. Dört yıllık lisans eğitimi ile kız meslek lisesi eğitimi arasında tabi ki fark vardır. En değerli varlığımız çocuğumuzu emanet ettiğimiz kişileri de inceleyelim. Çünkü çocuklar en çok öğretmenlerinden etkilenir.
Son olarak, merak ettiğiniz konuları bir kâğıda not edin. Bunlar çok küçük şeyler de olabilir. Gittiğinizde okula bu soruları sorarak bilgi alabilirsiniz. Ayrıca sorularınız karşısında okulun tutumunu da görmüş olursunuz. Böylece çocuğunuz için okulunuzu seçer ve güvenirsiniz. Güvendiğiniz bir okula da çocuğunuzu çok rahat emanet edebilirsiniz. Gözünüz arkada kalmaz.

28 Haziran 2010 Pazartesi

Su Şişesinden Çiçek/Flower from Bottle



İşte su şişesinden yapılan güzel bir çiçek örneği. Şişenin tabanını kesiyorsunuz. Ardından üstünü renkli renkli boyuyorsunuz ve çiçeğiniz hazır.

It is very easy to make this nice flower. Firstly, cut bottom of the bottle and color it. Then your flower is ready.

Tırtıllar/Ceterpillers




İşte artık malzemelerden yapılan sevimli tırtıllar...

Kelebekler /Butterflies






İşte size farklı kelebek modelleri...

27 Haziran 2010 Pazar

Süpriz Yumurtadan Arılar



İşte süpriz yumurtadan yapılan arılar...

Bale Ayakkabısından Arı Yapımı


;

İşte çok yaratıcı bir fikir. Bale pisisi deyip geçmemek gerek. İçini doldurunca ve sarı siyah renklerle boyayınca harika arılar ortaya çıktı.

Bees from ballet shoes.

Karton Kutudan Bebek Arabası Ve Pet Şişeden Bebek



Karton kolileri boyadık ve süsledik. İşte bu harika bebek arabalarını yaptık. İçine de pet şişlerden bebek yaptık. Bunları yapmak çok eğlenceliydi.

We made buggy from packages and doll from bottles.

22 Haziran 2010 Salı

Ayak Baskısından Kelebek / Butterfly From Foot Print



Ayaklarımızı boyadık ve ayak izlerimizden kelebek oluşturduk.

Karton Koliden Araba Yapımı/ Making Car From Package




Kolileri ve kağıt tabakları renkli renkli boyadık ve arabalar yaptık.

We painted pakages and paper dishes and made our cars.

Süzgeçten Maske Yapımı/Masks From Slotted Spoon





İşte size güzel bir sergi çalışması örneği. Süzgeçlerden maske yapmak hem çok yaratıcı hem de çok eğlenceli.
We created masks from slotted spoon.

23 Mayıs 2010 Pazar

Çiçek Kız Cam Süsü



İşte güzel bir cam süsü örneği...

Sevimli Ahtapot



İşte size güzel ve basit bir ahtopot örneği.Grapon kağıdını ortadan ikiye katlıyoruz. Altını da şerit şerit kesiyoruz. Sonra da süslüyoruz. İşte bukadar.

2 Mayıs 2010 Pazar

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Smile/Gülümse

Online Hikaye Anlatma/Dijital Story Telling

Artık teknoloji hayatımıza girdi. Bu çağın çocukları bizden daha hakimler teknolojiye. Hemen hemen hepsi erken çocuklukuk döneminde bilgisayar ile tanışıyor. Bizim görevimiz onların teknolojinin faydalı yanlarını kullanmalarını sağlamak. Çocuklar renkli şeyleri seviyor. Hepsinin rengarenk birer dünyaları var. Bizlerde öğretmenler, çocuk yetiştiren bireyler olarak onların dünyasına hitap edecek farklı teknikler bulmak zorundayız. Gelişen teknolojiye ayak uydurmalıyız. Klasik hikaye kitabı okumalıyız elbette. Kitapların yerini hiç kimse alamaz. Ama ek olarak bilgisayardan da çok güzel hikayeler hazırlayıp çocuklarımıza anlatabiliriz.Ben sınıfımda uyguluyorum ve çocukların çok hoşuna gidiyor.

İşte online olarak resim yapabileceğiniz çizdiğiniz resimlerle hikaye anlatabileceğiniz, eğlenceli bir site:sketchful Hepsi sizin yaratıcılığınıza kalmış.

Ayrıca çocuklarda bu siteyi kullanarak resim yapabilirler. Tek yapmaları gereken fareyi kalemyerine tutmak. Aşağıdaki linklerde benim yaptığım resimlerden örnekler var. Kağıda güzel resimler çizemesemde bilgisayarda güzel resimler çizmeyi başardığımı düşünüyorum:) Yazı yazmak biraz zor.O yüzden animasyon oynarken hikayeyi anlatabilirsiniz. Daha önceden de dediğim gibi herşey sizin yaratıcılığınıza kalmış. Biraz düşünelim yapamayacğımız bir şey yok. Bol yaratıcı günler:)

You can draw picture via sketchful and make your dijital story. It is very enjoyable.

http://sketchfu.com/drawing/1031070-sea


http://sketchfu.com/drawing/1028800-smile
Make your own drawings at SketchfuMore from this artist at SketchfuShare this drawing from Sketchfu
Learn how to draw cartoons, comics, and anime at Sketchfu!

27 Nisan 2010 Salı

ŞEKİLLER VE RENKLER / SHAPES AND COLORS





Şekiller ve renkler panosu için bir örnek. Dilerseniz bunları çocuklar için eşleştirme ve sıralama çalışması şeklinde de hazırlayabilirsiniz.